Dil VE Anlatım HOŞGELDİN...!

BOSNA’DA TÜRK DİLİ VE KÜLTÜRÜ

Türkizmler

Türkçenin temel söz varlığının neredeyse tamamı Güney Slavcanın sözlü ya da yazılı dillerinde yer alır. Bazen Türkçede neredeyse unutulan sözcükler Bosna-Hersek’te yaşar.

Türkçe ya da Türkçe aracılığıyla kopyalanan Arapça, Farsça hatta diğer dillere ait sözcüklere
Güney Slav dillerinde Türkizm (Boş.turcizam, Turcizmi, İng. Turkishism) veya bazen oryantalizm adı verilir. Balkan Slavlarının dillerinde, Balkanlar’a gelmeden önce Asya’da Altay topluluklarından alınan sözler de ayrı bir katman oluşturur (bk. Veljačić 1968: 7). Türkçe aracılığıyla diğer Balkan dillerine aktarılan kopyalar için Balkanizm terimi önerilir. Türkizmlerin bir bölümü aslında Balkanizmdir. Örneğin, Slovencedeki Türkçe kopyalar genellikle Hırvatça aracılığıyla alınmıştır (Veljačić 1968: 9). Slav yazı dilleri ve diyalektlerindeki Türkçe etkisi 19. yüzyıldan bu yana araştırmacıların ilgisini çekmektedir. Türkçeden Slav dillerine yapılan kopyalar malzeme düzeyinde bir ölçüde incelenmiş olmakla birlikte, bölge dil ilişkilerinin araştırılması bakımından hâlâ el değmemiştir.

Sırp-Hırvatçada Türkçeden kopyalanan sözcük sayısı Škaljić’e göre 8.742’dir (bk. 1979: 23). Türkçe ödünçlemelerin büyük bir bölümü isimler ve sıfatlardır, eylemler (jaratisati ‘yaratmak’, anlajisati ‘anlamak’, jaglaisati ‘yağlamak’), zarflar (bajagi ‘bayağı’), edatlar ve bağlaçlar (ama, ema ‘ama’, andžak ‘ancak’) da görülür (Thomason 2004: 108). Canum (canım), hazretleri ay., kahvaparasi (kahve parası) gibi sözcüklerin çekimli şekilleri, hatta alahunemrile (Allah’ın emriyle), jašasun (yaşasın), bakalum (bakalım), alahversun (Allah versin), alahmubarećola (Allah mübarek ola) örneklerindeki gibi cümleler de kalıplaşmış sözcükler olarak kullanılır.

Her üç dildeki binlerce Türkizm edebiyattan günlük hayata değin geniş bir yelpazede kullanılır: Türkizmlerin bir bölümü Müslüman halkın kullandığı dinî terimler, bir bölümü diğer etnik gruplar tarafından da yaygın olarak kullanılan ev eşyaları, giyim kuşam eşya kültürü, mutfak kültürü vb.ne ait kelimelerdir.


Türkizmler ve Boşnakça

Osmanlıya daha yakın olan, onun kültürel değerlerini benimseyen, sanat, bilim, yönetim, askerlik alanlarında birçok mensubu İstanbul’da yetişen Boşnak halkı, Türk dil ve kültürünün diğer halklara aktarılmasında da doğal bir köprü rolü oynamıştır. Türkçe, Boşnak halkı için Kur’an dili Arapça gibi, din ve ibadet dilidir. Yunus Emre’nin şiirleri, Mevlid aynı huşu ile okunur. Dinî eğitim veren medreselerde Arapçanın yanı sıra Türkçe öğretilir. İç Savaş ve etnik temizlik sonrasında özellikle medya ve edebiyat aracılığıyla Türkizmler daha bilinçli olarak kullanılmaya, bu yolla Hırvat ve Sırp dilleri yanında, Boşnak dili ve kimliği yeni bir statü kazanmaya başlamıştır (bk. Bringa 1995: 241).

Türkizmler ve Sırpça

Her üç etnik topluluğun halk edebiyatında da Türkçe ögeler çoktur. Fra-Grga Martić adlı şair ‘Şehirlilere ait aşk şiirlerinin Türkçeye boğulmasına rağmen, bu kelimeler halk tarafından benimsenmiştir. Bunların eksikliği, şiiri tıpkı baharatsız yemek gibi tatsız yapacağı düşünülmüştür.’ der (Veljačić 1968: 11). Türkizmler; Ivo Andrić’in Drina Köprüsü’nde olduğu gibi, tarihsel temalı eski Yugoslav edebiyat ve sanatında hatta sinemacılığında çok önemlidir. Ancak bu tür eserlerdeki Türkizmlerin büyük bir bölümü, eski yaşam tarzını yansıtan Osmanlı-Türk kültürü izleridir.

Türkizmler ve Hırvatça

Osmanlı hâkimiyetinin Adriyatik kıyılarına ve batıya doğru zayıflaması nedeniyle Türkizmler, Hırvatçada Sırpçaya oranla azdır (Veljačić 1968: 9). Hırvatlar; dinî, coğrafi kültürel yakınlıklar bakımından Germen ve İtalyan etkisine daha açıktır. Türkizmlerin ve Türk kültürünün etkisi iç bölgelere doğru artar, Saraybosna’da zirveye ulaşır Türkizmler Boşnak kökenli edebiyatçılarda en üst, Hırvat edebiyatçılarda en düşük seviyededir.

Türkizmler ve Tutumlar

Osmanlı Türkleriyle Güney Slav halkları arasındaki politik, askerî vb. çekişmelere karşın, Sırpça ve Hırvatçadaki yabancı kelimeler tasfiye edilirken Türkçeye karşı özel bir tutum takınılmamıştır. Türkçe kelimeler sempati ile karşılanmış, dili bozmaktan çok onu zenginleştiren, renklendiren ögeler olarak kabul edilmiş hatta bu kelimelerin Sırpça, Hırvatça eş anlamlıları kullanılmaz olmuştur (Veljačić 1968: 11). Bu sempati ve yoğun dil ilişkisi, ‘Türkçe baklava kelimesinin yasaklanması üzerine, yasağa uyulup uyulmadığını kontrol için Sırp köyüne gelen devlet görevlilerine köylülerin baklava yerine tatli burek (tatlı börek) demesi’ ironisiyle dile getirilir.
 
 
Bugün 21 ziyaretçi (44 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol