DİLDE BİRLİĞİMİZİ BOZANLAR
Yavuz Bülent BÂKİLER
Daha önce de söylemiştim. Demiştim ki:
"Ruslar, Kırım'ın Bahçesaray şehrinde, Zincirli Medresesi bahçesinde bulunan Gaspralı İsmâil Bey'in Mezarını kazıyarak üzerine kocaman bir domuz ahırı yaptırmışlar. Sanki koca Kırım'da başka bir yer yokmuş gibi, Gaspralı'nın mezar yerine göz dikmişler. Niçin? İstanbul Türkçesi'sini Kırım'da da, Herat'ta da, Kaşgar'da da ortak bir dil hâline getirmek istediği için! Sorumu anlayacaksınız:
Türk Dünyasında "Dilde birlik, fikirde birlik, iş'te birlik kurmak isteyen Gaspralı İsmail Bey'in mezarını Ruslar yok ettiler. Peki biz Türkiye'de ne yaptık?"
Bu sorunun cevabı çok düşündürücü. Birtakım kimselerin öfkeleneceğini biliyorum. Öfkelenenleri oturup biraz düşünmeye ve Türkiye üzerinde oynanan büyük oyunları birazcık olsun araştırmaya davet ediyorum. Hiçbir meselemizi öfkeyle halledemeyiz.
Bir milletin dili, o milletin âdetâ şah damarıdır. Varlık sebebidir. Bir milletin dili, yüzlerce yılın, binlerce yılın eseridir. Dil, canlı bir varlıktır. Doğru! Dile zamanla birtakım kelimelerin girmesi tabiîdir, doğrudur ama Türkiye'de bizim yaptığımız bu değil. Türkiye'de biz, devlet radyo ve televizyonlarını kullanarak, devlet bütçesinden maaş alan, ücret alan kimseleri de seferber ederek Türk Dünyasının ortak kelimelerini ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Yâni Gaspralı'nın dilde birlik dâvâsını ortadan kaldırmak istiyoruz. Derin bir üzüntüyle söylüyorum:
Moskova'nın yapmak istediğini biz de Türkiye'de uyguluyoruz. Bu anlatılmaz bir dil katliamıdır. Hem dünkü edebiyatımızdan, hem de bütün Türk Cumhuriyetlerinden kopma yanlışlığıdır.
Örnekler vermek istiyorum. Herkes açsın baksın Kültür Bakanlığımız tarafından hazırlanan karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü'ne.
Mesela, "millet" kelimesi bütün Türk Cumhuriyetlerinde ortak bir kelimedir. Bizim gibi, Azerbaycan Türkleri de "millet" diyor. Başkurtlar da, Özbekler de, Türkmenler de, Uygurlar da, Tatarlar da "millet" diyorlar. Şimdi biz bu "millet" kelimesini kaldırarak yerine "ulus" kelimesini koyduk. İyi ama "ulus" kelimesi Türkçe değil ki; Moğolca. Moğol'un "ulaş" kelimesini almak, "ulus" şekline sokarak "millet" kelimesini unutturmaya çalışmak bize, milletimize, edebiyatımıza ne kazandıracak?
"Şehir" ne güzel, ne yumuşak, ne ışıklı bir kelimemizdi. "Şehir" kelimesini dilimizden silip süpürmek istiyorlar. Niçin? Farsça olduğu için. İyi ama yerine koydukları şu kaba saba, şu küt, şu tıknefes "kent" kelimesi de Türkçe değil ki. Soğutça. Soğutça, Farsça'nın en kaba hâli.
"Hürriyet" kelimesinin ne günahı vardı ki şimdi onun yerine "özgürlük" diyoruz? "Özgürlük" kelimesini bizden başka hiç bir Türk topluluğu bilmiyor ve kullanmıyor. Azerbaycan Türkleri "hürriyet" diyorlar, Başkurtlar "hörriyet", Özbekler "hürriyet", Tatarlar "hörriyet", Uygurlar "hürriyet" diyorlar. Türkmenler "azatlık" veya "erkinlik". Biz ise "özgürlük" diyoruz. Niçin ama?
"Sebep", bütün Türk dünyasında ortak bir kelimeydi. Şimdi bütün televizyon kanallarımızda program yapanlar artık "sebep" yerine "neden" diyorlar. Niçin "neden" diyorlar? Türkçede "sebep" başka, "neden" başkadır. Bizim dışımızdaki bütün Türkler "cevap diyorlar. Yalnız Kazak Türkleri "javap", Kırgız Türkleri "cöp" diyorlar. "Yanıt" kelimesini kullanan sadece biziz. Niçin ama? Neden?
Bir zamanlar "şeref" kelimesini Azerbaycan Türkleriyle, Başkurtlarla, Özbeklerle, Tatarlarla, Uygurlarla birlikte kullanıyorduk. Sonra biz "şeref" yerine Fransız'ın "onör" kelimesinden "onur"u aldık. Ne kazandık? "Onur"suz olmak başka, "şeref"siz olmak başkadır. Biri tevâzuun ifâdesi, ötekisi bayağılığın ve alçaklığın.
Azerbaycan'dan Çin sınırına kadar "imkân" ve "mümkün" kelimeleri bugün de yaşamaktadır. "Olanak" kelimesinin bizden başka kullanan bir Türk eli yoktur. "Koşul" kelimesi de, "etkinlik, giz, yaşam, yaşantı, tüm, betik, öykü, us, gökçeyazın, tin, istenç, gönenç, kanı" kelimelerini de bizden başka hiç bir Türk topluluğu bilmiyor, sevmiyor ve konuşmuyor. Halbuki bütün bu kelimeler daha 30-40 yıl önce bütün Türk Dünyası'nda ortak kelimelerdi. Eğer "Biz iyi yaptık" diyorsanız, bilmelisiniz ki Moskova da "çok iyi oldu" demektedir ve Gaspralı İsmail Bey'in mezarını kazıyıp, üzerine domuz ahırı yaptıranlar size alkış tutmaktadırlar. Gaspralı İsmail Bey'in ise, kemikleri sızlamaktadır.