Dil VE Anlatım HOŞGELDİN...!

KÂŞGARLI MAHMUD Ve DİVANÜ LUGATİ’T-TÜRK

SUNUŞ

 
İlk sözlük bilimcimiz…

İlk dil bilginimiz…

İlk sözlüğümüz Divanü Lugati’t-Türk, ilk dil bilgisi kitabımız Kitabü Cevahiri’n-Nahv fi Lûgati’t-Türk’ün yazarı…

Bütün Türk illerini dolaşıp, Türk toplulukları arasında yaşayarak onların söz varlığını, sözlü edebiyat ürünlerini yazıya geçirmekle bin yıl öncesinden binlerce yıl sonrasına ulaşmasını sağlayan ilk derlemecimiz…

Hakaniye lehçesi ile Uygur, Oğuz, Kıpçak, Türkmen, Kırgız, Çiğil, Yağma, Argu ve diğer Türk soylu halkların lehçelerini Türk adı altında toplayarak eserine Divanü Lugati’t-Türk, yani Türk Lehçelerinin Sözlüğü adını veren ilk Türklük bilimcimiz (Türkoloğumuz)…

On birinci yüzyıl Türk dünyasının yorulma nedir bilmeyen araştırıcısı…

Türklerin yaşadığı ülkeleri, kentleri, kasabaları, köyleri tanıtan, bu yerleşim birimleri hakkında bilgiler veren ve çizdiği haritayla ilk Türk coğrafyacısı unvanını da kazanan bilgin…

Türklüğü ile övünen, ana dilini hakkını vererek en güzel bir biçimde konuşan, en iyi eğitimi görmüş, soyca en köklü kişi…

Doğu Karahanlı devletinin hakanı Muhammed Buğra Han’ın torunu, veliaht Hüseyin Çağrı Tigin’in oğlu… Karahanlı hanedanının şehzadesi…

Kâşgarlı Mahmud…

Ve…

Yaklaşık yirmi yılda topladığı malzemeyi, iki yıl üzerinde çalışarak kaleme aldığı Divanü Lugati’t-Türk…

Türk dilinin ilk sözlüğü…

Türkçenin ilk dil bilgisi kitabı…

Bin yıl öncesi Türkçesinin ilk veri tabanı, ilk derlemi…

Türk yazı dillerinin, Türk lehçelerinin tarihsel köklerini ve yaşadığı gelişmeleri ortaya koyan bir kaynaktır Divanü Lugati’t-Türk.

On birinci yüzyıl Türkçesinin ses bilgisi ve biçim bilgisi özellikleriyle ilgili bilgileri, söz varlığının gücünü, inceliklerini yirmi birinci yüzyıla ulaştıran bir bilgi hazinesidir Divanü Lugati’t-Türk.

Kâşgarlı Mahmud’un 1072 yılında yazmaya başlayıp 1074 yılında tamamladığı Türk dilinin anıtsal eseri Divanü Lugati’t-Türk, yalnızca bir dil bilgisi kitabı, yalnızca bir sözlük değildir. Tarihin en eski dönemlerine kadar uzanan kültür değerlerimizin köklerini ortaya koyan…

Yaklaşık bin yıl öncesinin Türkistan’ında, Kıpçak bozkırlarında, Karahanlı devletinde, Uygur kağanlığında, Oğuz obalarında kısacası on birinci yüzyılın Türk dünyasında yaşayan Türk topluluklarının dilleri, gelenekleri, inanışları, yaşayışları konusunda bilgiler veren…

Sözcükleri tanımlarken Türk sözlü edebiyatının seçkin örnekleriyle anlatımını renklendiren, atasözlerimizin en eski biçimleriyle söz varlığımızın gücünü ortaya koyan eşsiz bir başvuru kaynağıdır Divanü Lugati’t-Türk.

Türkçenin hafızasıdır…

Türklerin ulusal takviminin tarihçesinden türlü hastalıkların tedavisinde kullandıkları ilaçlara, Oğuz damgalarından Türk dokuma ve el sanatlarına, at yetiştiriciliğinden tarıma, Türk hukuk düzeninden devlet yönetimine kadar yüzlerce konuda bilgi içeren ilk Türk ansiklopedisidir Divanü Lugati’t-Türk.

Türklerin yaşadığı coğrafyaları tanıtan; şehirleriyle ve yerleşim birimleriyle, dağları, ovaları, gölleri ve ırmaklarıyla Türk coğrafyasını gözler önüne seren, bugünkü bilgilerimize göre bir Türkün çizdiği ilk dünya haritasını bizlere ulaştıran ilk Türk atlasıdır Divanü Lugati’t-Türk.

Türk ulusunun, Türk dilinin yüceliğini anlatan… Türkçenin Arapça kadar zengin bir dil olduğunu göstermek ve Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla kaleme alınan ilk Türkçe dil öğretim kitabıdır Divanü Lugati’t-Türk.

Pek çok özelliğiyle Türk kültüründe ilklerin kitabıdır Divanü Lugati’t-Türk…

Türk’ün dilidir, edebiyatıdır, kültürüdür, tarihidir, coğrafyasıdır…

Kısacası, Divanü Lugati’t-Türk, Türk’ün kendisidir…

İşte bu büyük eseri Türk ulusuna ve Türk kültürüne kazandıran Kâşgarlı Mahmud, 2008 yılında bin yaşına ulaştı...

Bininci doğum yıl dönümünü kutlarken bu büyük insanı ve eserini; her yaştan, her meslekten insana tanıtmak amacıyla bu ağ sayfasını oluşturduk. Bu ağ sayfasındaki bilgileri Binyıl Önce Binyıl Sonra Kâşgarlı Mahmud ve Divanü Lugati’-Türk adlı kitabımızdan alınmıştır. Daha ayrıntılı bilgi için kitabımızdan elde edilebilir.
Bininci doğum yılında Kâşgarlı Mahmud’u saygıyla anıyoruz…

Ulusumuz, Kâşgarlı Mahmud ve anıtsal eseri Divanü Lugati’t-Türk’ü tanıdıkça, dilimizin ve kültürümüzün gücünü, zenginliğini bir kere daha kavrayacaktır.
 
KÂŞGARLI MAHMUD’UN HARİTASI

 
Divanü Lugati’t-Türk’ün pek çok önemli özelliği arasında eserin ilk sayfalarında yer alan bir de harita bulunmaktadır. Bugünkü bilgilerimize göre bu, bir Türk’ün çizdiği ilk dünya haritasıdır. Kâşgarlı Mahmud, dönemindeki Türk topluluklarının hangi bölgelerde yaşadığını göstermek amacıyla çizdiği bu haritaya bazı ulusların yaşadığı bölgeleri de ekleyerek yeryüzündeki belirli bölgeleri gösteren bir dünya haritası oluşturmuştur. Bugünkü haritacılık tekniklerine göre ilkel sayılabilecek bu harita, on birinci yüzyıl koşullarındaki coğrafyacılık bilgilerine ve tekniklerine göre çok ileri düzeydedir.

Kâşgarlı Mahmud’un bu haritasının Türk eseri olduğunu ortaya koyan birtakım kanıtlar bulunmaktadır. Her şeyden önce, harita Türk hükümdarlarının oturduğu Balasagun şehri merkez alınarak çizilmiştir. Diğer Türk şehirleri ve alanlar bu şehre göre düzenlendiği gibi yönler de Orhon Yazıtları’nda görülen eski Türk geleneklerine göre tayin edilmiştir. Türklerin yerleşim bölgelerindeki şehirler, dağlar, göller, nehirler ve denizler ayrıntılı olarak gösterilmiştir. Türklere ait bölgelerin gösterilişinde pek az yanlışlık yapılması da haritanın bir Türk’ün elinden çıktığını göstermektedir.

On birinci yüzyıl Türk dünyasını resmeden bu harita ile birlikte Kâşgarlı Mahmud, Rum ülkesinden Maçin’e dek Türk ellerinin hepsinin boyu beş bin, tamamı sekiz bin fersah eder dedikten sonra bunların hepsinin iyice bilinmesi için haritasını yeryüzünün şekli gibi dairede gösterdiğini belirtir. Kâşgarlı Mahmud’un haritasını yuvarlak biçimde çizmesi ve bunu da dünyanın biçimi ile açıklaması, on birinci yüzyılda dünyanın yuvarlak olduğunun Türkler tarafından bilindiğini göstermektedir.

Divanü Lugati’t-Türk’ün yirmi ikinci ve yirmi üçüncü sayfalarında yer alan renkli haritanın çevresinde doğu, batı, kuzey, güney yönleri belirtildikten sonra sayfaların kenarlarında renklerin açıklaması yapılmıştır. Denizlerin yeşil, ırmakların mavi, dağların kırmızı, şehirlerin de sarı ile işaretlendiği kaydedilmiştir. Batıda gösterilen yerler Kıpçakların ve Frenklerin oturdukları İtil boylarına kadar uzanmaktadır. Güneyde Hint, Sint, Çad, Berber, Habeş, Zenci ülkeleri, doğuda Çin ve Japonya, güneybatıda da Mısır, Mağrip, Endülüs gösterilmiştir.

Haritada Türklerin yaşadığı şehirler ve bölgeler ayrıntılı bir biçimde gösterilmeye çalışılmıştır. Haritanın esas merkezini oluşturan Balasagun’un hemen yakınında ve yine merkezde gösterilen yerleşim birimleri Kâşgarlı Mahmud’un babasının şehri Barsgan ve dönemin önemli kültür merkezi Kâşgar’dır. Barsgan yakınlarında gösterilen ancak adı belirtilmeyen göl ise Isık Göl’dür. Haritanın merkezinde Kuça, Barman, Uç, Koçŋarbaşı, Yarkend, Hoten, Curcan, Özçend, Margınan, Hucend, Semerkand, İkiögüz, Talas, Beşbalık, Mankışlak gibi diğer Türk şehirleri de bulunmaktadır.

Türklerin yaşadığı bölgeler Oğuz ülkesi, Kıpçak ve Oğuz yerleşimleri, Başkırt bozkırları, Ötüken, Horasan, Harezm, Azerbaycan adlarıyla da belirtilmektedir. Haritada renklerle gösterilen deniz, nehir ve dağların yanı sıra Seyhun, Ceyhun, Ila, İtil, İrtiş nehirleri, Karaçuk ve Serendip dağları adları anılarak belirtilen coğrafya adlarıdır.

Haritada Türklerin yerleşim alanları ayrıntısıyla gösterildiği gibi aynı bölgede Türklerle ilişki içerisinde olan yabancı ülkeler ve topluluklar da belirtilmiştir. Ancak Türklerle herhangi bir ilişkisi olmayan alanlar ve ülkeler dikkate alınmamıştır.

Japonya’yı Dünya Haritasında Gösteren İlk Kişi Kâşgarlı Mahmud


Kâşgarlı Mahmud, haritasında Çin Seddi’ni, akarsuların yutularak yok olduğu kumluk bölgeyi, kadınlar şehrini, vahşi hayvanların ve ilkel insanların yaşadığı diyarlarla kuzeybatıda aşırı soğuklar yüzünden yaşanılmayan bölgeleri göstermiştir. Doğuda Çin ve Maçin halkıyla Cabarka diye adlandırdığı Japonya’nın uzaklığı, arada bulunan dağlar ve denizlerin yanı sıra Çin’in çevresindeki büyük duvarın, yani Çin Seddi’nin bu ülkelerde yaşayan ulusların dillerinin bilinmesini de engellediğini yazmaktadır.

Kâşgarlı Mahmud’un hem eserinde hem de çizdiği haritada Japonya’ya yer vermesi, haritanın önemini bir kat daha artırmaktadır. Bugünkü bilgilerimize göre, Divanü Lugati’t-Türk’teki harita, Japonya’nın gösterildiği ilk dünya haritasıdır. Kâşgarlı Mahmud, Japonya’yı doğuda bir ada olarak göstermiş ve Cabarka adıyla anmıştır. Japonya’nın ilk haritası Kâşgarlı Mahmud’dan üç yüzyıl sonra bir Japon tarafından çizilecektir, ancak Japonya’yı Kâşgarlı gibi bir dünya haritası üzerinde gösteren ikinci harita Divanü Lugati’t-Türk’ten tam dört yüzyıl sonra yapılacaktır. Bu durum Kâşgarlı’ya Japonya’yı dünya haritasında ilk kez gösteren kişi unvanını kazandırmıştır.
 
Bugün 25 ziyaretçi (53 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol